KELIME OYUNLARI ...... KEL iME KOYUNLARI....KELİMELİ UNLU MAMÜLLERİ..........K.ELİME OY OY OY UMA THURMAN LARI...

güler msn aglar msn - ep.1

kabul, isim biraz tirt oldu. ama ben dedim, yapmayalim yekta dedim, cok kötü dedim. yok illa o olsunmu$, konsepte uyuyormu$ falan. sonucta patron o oldugu icin, haliyle..

bu mini series, size msn hayatindan sempatik diyaloglar sunma amaci ta$iyacak. ilk adimi ben atiyorum. beni seven pe$imden gelebilir. yalniz episode siralarini düzgün yapalim, ardi$ik gidelim, bozu$uruz.

yHeQtHa says:
bu site bizim olsun bora
yHeQtHa says:
senin ve benim
bora says:
o site senin.
bora says:
ben de arada bir seyler ekleyen öylesine bir kulunum.
yHeQtHa says:
o site seninse bisiler yaz
yHeQtHa says:
eger benimse emrediyorum
yHeQtHa says:
bisiler yaz

drown with me




porcupine tree, alemin en sira di$i gruplarindan biri. giri$ cümlem bu olsun. ilgi göstermedigim icin (terbiyesizlik tamamen) hafiften pas tutmaya ba$lami$ turuncu kutuya yarim elma gönül alma amacli katkim, bir steven wilson güzelligi. özellikle sonlara dogru, yükselip ar$a degmi$ sitivin. alki$liyorum uzaktan.

"you should drown with me."

sarki coverlari "Anlamazdin"

http://www.osmaniyeguncel.com/wp-content/uploads/2008/04/logo_msn7.jpg

Ne ıssız adammış bee. Filmi izleyen ne kadar insan varsa ya iletilerini oradan alıntı bir sözle değiştirdiler. Ya da ne dinliyorum özelliğini açıp gözümüzün içine soktular soundtrack'i. Hala iddaa ediyorum film beş para etmez. En çok Nil Burak'ın işine yaradı. Bi ara alıcılarla oynıcaktım her programda onu görünce dedim herhalde bizim Tv yada frekans sabitledi hatunu sadece fon değişiyo zapping yapınca. Neyse çok uzatmıyım bugünün coverı can dostum güzel insan Emir'den(Esonoque). Ayla Dikmen'in unutulmaz eserini bir de Emir'in bakışıyla söyleyelim. Kendisi bilişim sektörleriyle haşır neşir olup, chat dünyasına güzel göndermelerde bulunmuş

banlamazdın banlamazdııııın
ignore de inanmazdıııın
hack'e tövbe demem ben
görürsün çökünce msn

Last Goodbye..

Parçanın etkileyici reefleri ilk saniyeden harekete geçiriyor seni.. Kekin içindeki kabartma tozu etkisi yapıyor.. -herkes bu etkiyi bilmeyebilir, deneyin göreceksiniz=) - Sonra yaylılar eşlik etmeye başlıyor parçaya bir anda.. Yaylılar ve Jeff Buckley vokali birleşince muhteşem bir dinletiye dönüşüyor.. Bu son elveda olsa da, sonunda herşeye gücünün yeteceğini ve her kararı alabileceğini düşünüyorsun..

Kuruyemiş

http://www.atayurdu.net/attachment.php?attachmentid=4473&stc=1&d=1202581549


Hayatımızın vazgeçilmezlerindendir kuruyemiş. Hani kıyafet alırsın, rengi güzelse ve kombinasyona açıksa "yeri güzel" denir ya, bunun yiyecek şubesidir. Televizyon karşısında yersin. İçki yanında gideri var. Mahallede kaldırıma oturup yersin. "Yürü tosunum yürü yiğidim" den önce şifa niyetine...

Yan etkileri yok mu? Tabiiki var. Bergüzer'in kusuru vardır demiş atalarımız. Çok yersen kendisini, örümcek adam'ın dublörü çok rahat olabilirsin. Duvarların açısı 90 dereceymiş hiç etkilemez seni. Tabiiki en istenilmeyenlerinden birisi de yüzünün bir gecede geçirdiği evrimdir. Sabah bir kalkarsın patlamaya hazır kırmızı irin dağları. Allah düşmanıma vermesin.Hatta bazen çok iğrenç esprilere de meze olabilir, rakı ve bira dışında.

-Hanım kim geldi?
-Önemli değil bey kuryeymiş
-Ne getirdi peki
-Kuruyemiş
-Dur bi dilek tutiym.

Off cidden çok kötüydü yaa. Neyse ana konuya dönelim. Bunlardan en meşhuru tabiki çekirdektir. Bu yüzden kaynağı olan ayçiçeğine saygıda kusur etmemek lazım. Ama kendisi de ilginç bir bitkidir vesselam.

Ay çiçeği demişken bunun diğer ismi de Günebakandır. Ulan adama demezler mi Ay gece olur e sen nasıl güne bakıyorsun diye. Kimsenin aklına gelmemiş mi bu yaa? Sevgili botanikçiler lütfen göreve! Bir çiçeğe iki isim veriyorsanız lütfen tutarlı olun. Ben her zaman bu çiçeği ay çiçeği olarak sevdim. Ama onların ki de zor bir hayat. Düşünsene hep bir yere bakıyolar. Ay çiçeği olduğuna göre bakılan yer de 'ay' dır muhtemelen. İki sevgili ayçiçeği romantizmine bakarmısın...

-Ayla görüyor musun dolunay ne kadar romantik ya şu mehtap? ooof ooof!
-Aydıncım iyi hoş ta sence de banal değil mi artık. Dur söliym 4 gün sonra da ilk dördün var
-Ahh Ayla ahh ilk dördüncüyü bir bulalım söz okey oynıcaz
-Mehtap diyorduk ay diyorduk! Erkekler hep aynısınız.


Çekirdeğe gelince, hemşirelerim kızmasın çiğdem. Onu yiyen herkesin ortak olarak söylediği birşey vardır. En klasik geyiklerdendir:

-Abi şu merete başlayınca bırakamıyorum.

Aslında çok acıdır yaa. Yani kendimi çekirdek pardon çiğdem olarak düşünüyorum da. Kuruyemişçiden seni büyük bir istekle alıyorlar. Avuçlardan avuçlara dökülüyorsun büyük heves, büyük bir istek var. Ama zaman geçtikçe madalyonun diğer yüzüyle karşılaşıyorsun.

İnsanlar için bir anda bırakılması gereken bir alışkanlık durumundasın. Sigaradan, uyuşturucudan farkın yok. En son olarakta yerin bir anda atıldığın sokak asfaltı ya da çöp tenekesi oluyor.

Kabak çekirdeği ise ismiyle tezat bir şekilde az tercih edilir lakin hiç kabak tadı vermez. Reytinglerde alt sıralarda dolaşan ama istikrarlı TRT dizileri gibidir. Sadık izleyicileri vardır az ama öz. Ve gereken hassasiyeti hep gösterirler.

Kuruyemiş diyince, eğer çekirdekler orta sınıfsa tabiki aristokrat kesimi Antep fıstığı,badem ve kaju oluşturmaktadır.

Kaju yeni yeni girmiştir biranın koynuna, ama hiçbir zaman öğrenci çerezi olamaz. Sadece esprilere konu olur.

-Lan İrfan bir sırtımı kaju lan.

Kuruyemiş hayatımızdan hiç eksilmesin...

Sayısal Loto çıkma ihtimali

http://www.gunaydinaliaga.com/images/news/2323.jpg
Loto olayında anlayamadığım bir husus var. Bunu belirtmeden geçemiyeceğim. Bir insan niye loto çekilişini izler yaa. Şimdi sen kürenin içinde çalkalanan o toplara bakıyon ya hipnoz tehlikesi bile var. Kürenin içinde kendi topunu görüp onu getirtçem diye bakakalan -güya enerji veriyo mal- ama daha top inmeden çocukluğuna dönen insanlar tanıdım ben. Bir anda salonun ortasında amcalara pipisini gösteren gençler oldu ülkemde. Geri dönelim konuya, o toplara bakınca ilk topun çıkma olasılığı 6/49 sonra 5/48 bunlar çarpıla çarpıla ilerlerken hoop bir bakmışsın ki 8milyonda bir ihtimal olmuş. Eyy halkım buna hiç gerek yok! Sayısal lotonun çıkma ihtimalini yüzde elliye indirdim. Nasıl mı ?

Kural 1: Sayısal Loto çekilişini izleme

Kural 2: Ertesi gün en yakın bayiye git ve kuponunu uzat

Sadece iki kural ve şans yüzde elli. Çünkü bayinin sana söyliyeceği iki ihtimal var

Tuttu (Çok ilginç bir biçimde daha karşılaşmadım) ya da
Tutmadı ( Kendisiyle kanka olduk)

Artık her mahallede milyoner olacak hayali çok uzaklarda değil. Ama işin ilginç tarafı bana daha hiç çıkmadı yaa. Sizden ricam bu sistemle tutturan olursa azcık bana da para verin laaan! Hadi görüşürük.

Şehir Efsaneleri "Bitlis"

Bitlis Resimi
Evet, hasret sona erdi ve bir şehir efsaneleriyle tekrar birlikteyiz. Bugünki konumuz, Doğu'nun en güzel illerinden birisi olan Van Gölü'nün kıyısında bulunan, eski bir şehrimiz, Bitlis. Başlığı görenler, kafalarından tahmine başlamışlardır bile. Ama emin olun ki, bu şehrin ismi çok farklı bir yerden gelmekte. Öncelikle tarihçilerimiz neler zırvalamış, ona bir bakalım:

"Şehrin bugünkü ismi Makedonya Kralı II. Filibe’nin oğlu Büyük İskender’in Bedlis ismindeki komutanından gelmektedir. Bitlis Kalesini M.Ö. 331 yılında İskender’in emriyle yapan bu komutan, kente kendi ismini vermiştir. O günden sonra şehrin ismi küçük bir değişikliğe uğrayarak günümüze kadar gelmiş ve bugünkü ismini almıştır. "

Yaa bırakın artık bu savsataları. Aşın kendinizi aşııın!! Lan bir komutan nasıl bir şehir yapar? Boşuna okunuluyo onca Şehir Planlaması, Çevre Mühendisliği gibi bölümler. Hiç gereği yok arkadaşlar. Askeri Liseye gir komutan ol. Sonra şehir yap ismini ver. Eminim bu komutanlar isim şehir hayvan oynasalar çok garip şeyler çıkar.

B

İsim:Bedlis Şehir:Bedlis

-Hocam ayıp oluyo ama kendi yaptığın şehri söylemek yok!

Hiç inandırıcı gelmiyo bana. Hem İskender bir şehir yaptırsa Bursa'ya yaptırırdı. İskender'in kralı orda değilmi canlar? Olsa da yesek.

Gelin olayın gerçeğine hep birlikte bakalım. Çooook uzun seneler önceee. Burada kahin bir amca yaşarmış. Nostradamus'un Anatolia şubesiymiş kendisi. Sık sık geleceğe gideeeeer gelirmiş. Ama bir yüzyıl varmış ki, oraya gittikçe gelmek istemezmiş. Bir iki gün transta kalır, garip garip sesler çıkartırmış. O yüzyıl 20. yüzyılmış.

Kim ne sorarsa bu amca bilirmiş. Kimseden de para almazmış. Çünkü daha para icat olmamış düşünün yani okkadar eski. Ama burası bir Türk şehriymiş. Nolursa olsun amcam da bir Türk medyumu. (Medyum da çok ilginç bir kelime. Periyoduk Cetvelinden çıkmış gibi ne o öle? )

Medyumun simgesi---- Md

Arasıra ağzı yamuk medyum rakiplerine kafakonda girişirmiş. Böylece bu civarda tekel konumuna gelmiş. Artık herkes ona gitmiş ve para olmadığı için evi buğday, darı, meyve sebze ambarı haline gelmiş.

Artık halkın kafasında bir soru varmış. Nolacak buranın ismi? Amca çok yaşlanmış ve evinde inzivaya çekilmiş zaten evdeki kumanya okkalı olduğundan çalışmaya da gerek yokmuş. Yine gitmiş bir yerlere garip garip şeyler söylüyormuş ama melodik biçimde. Son günleriymiş artık . Kapıda 3 gün amcanın dönmesini beklemişler.

Ve dönmüş amca, cebinden bir kalem çıkartmış, ve oraya bir kelime yazmış. Bu olsun demiş şehrin ismi. Sonra başlamış eşhadüenlailahe..... Meğersem amcam geleceğe gittiği günlerden birinde müslüman olmuş( samanyolu belgeselleri gibi oldu).

Ahali açmış kağıdı bir bakmış bir daha bakmış. Çünkü hiçbirşey anlamamışlar. Kağıtta "Beatles" yazıyormuş. Bizim medyum sıkı bir Beatles hayranıymış ve güçlerini ipod gibi kullanıp her şarkısını dinliyormuş.

Bizimkiler arasında bir tercüme sıkıntısı yaşanmış. Ünlü uyumuna saygılı gençler iki sesli harf yanyana olmaz deyip kısaltmaya çalışmışlar. Biri demiş "Betles" olsun. Diğeri Bötlös bir tane cin fikirli ise şehirdeki bit salgınından dolayı "Bitlis" olsun demiş. Bugüne kadar da böyle devam etmiş
.

Bir şehrimiz daha gerçek hikayesine kavuştu darısı diğerlerinin başına.

Atasözü coverları "Kol kırılır yen içinde kalır"

Tarih okuyanlar bilirler, Osmanlı zamanında birçok isyan olmuştur. Ve bu isyanlar çok kanlı biçimde bastırılabilmiştir. İsyancıların çoğu öldürülmüş, bir kısmı da öldürülmeyip sonraya bırakılmıştır. Yedikule zindanlarında bir yarışma varmış o zamanlar yeniçeriler arasında. Hani kutu cola kapaklarıyla bir ileri bir geri yaparak bir yandan da alfabeyi sayarız ve kapak nerde koparsa o harfle başlayan bir sevgilimiz olur ya(kurduğum cümle faldan saçma), işte yeniçeriler de zindandaki mahkumların önce kolunu kırıp daha sonra o kolu çekerlermiş. Tabi bu esnada hepsi bir dilek tutarlarmış.

-Genç Osman hiç büyümesin
-Allah Deli İbrahim'e akıl versin.

gibi dileklermiş bunlar. Rivayete göre kol kopup kimde kalırsa dileği gerçekleşirmiş. O yüzden bu atasözünün orjinali;

"Kol kırılır yeniçerinde kalır" şeklindedir.