KELIME OYUNLARI ...... KEL iME KOYUNLARI....KELİMELİ UNLU MAMÜLLERİ..........K.ELİME OY OY OY UMA THURMAN LARI...

31 Ocak 2010 ( Ocak)


Günler haftaları haftalar ayları kovalıyor küllük. Bugün bir haftanın ve aynı zamanda da bir ayın son günü. Ocak'ı da bitirdik sonunda. Bu şarkı ona gelsin. Ocağım söndüüüü nasıl belaadııııııır...

Şarkıda da belirttiğim üzere yine vasat geçen bir aydı. Zaten nerde 31 çeken ay varsa benim için hep kötü geçmiştir. Ayın uzunluğundan mıdır yoksa benim şahsi cenabetliğimden midir bilemiyorum ama 31 çeken bana yaramıyor arkadaş. Bak ne güzel Şubat kısacık tadında bitiriyor. Hem sevgililer günü desen onda doğum günü desen onda daha nolsun. Ocak her sene 31 çekerken Şubat 4 yılda bir anca 29 çekiyor.

Hem nesini seviym alla sen Ocak'ın. Götün donuyor hergün evden bile dışarı çıkamıyorsun. Ocağının içinde ocağın hep yanıyor. Güney yarım kürede olsaydık herhalde ismi disco falan olurdu bu gereksiz ayın. Elimi yumruk yapınca oluşan kemikli kısımlardan hep bu yüzden nefret ettim. Uzun ayların habercisiydi onlar. Yavrum garibim çukurda kalanlar hep dışlandılar.

Haberlerde tacizci bir imamdan bahsediyolardı. Amcam 13 yaşındaki kızı muska vaadiyle taciz etmiş. Öncelikle yapımda ve yayında emeği geçenlerin allah belasını versin ayşegül hanım. imam kelimesi iki heceden oluşur. Bu abimiz insanlara işaret bir iz vermesi gerektiğini gösteren ilk heceye takılcağına, şerefsizin aklı fikri ikinci hecede. Sizin gibi pislikler yüzünden soğudu bu insanlar bu dinden. Bir de halk linç etmek isteyince kendisini camiye kitlemiş. Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanıdır. Bu dünyada kurtuldun linçten de bunun deplasmanı var olum!

Ha bu arada vatana millete çok güzel bi duyurum var küllük. Ben dansı bıraktım. Öncelikle Güney Amerikalı arkadaşlar bu habere çok sevincekler. Çünkü Zeybek oynamaya çalışırken batıran Brezilyalı olsaydı kafasına kafasına vurasım gelirdi. Ama şu anda yapılcak aktivite sıkıntısı çekiyorum her türlü öneriye açığım kültablam.

Bugün de çenem düştü yine en geç haftaya yine burda görüşmek üzereeee.

P.S: Ocak bir ay ismi olduğundan onunla ilgili bir resim bulamadım. Artık bununla idare et. Hem ocak ocaktır lan! Masraftan kaçmayıp set üstü koydum senin için

24 Ocak 2010 ( Masa Tenisi)


Bir teori döneminin de sonuna geldik. Stresli ama bir o kadar da eğlenceliydi.Misafirhanede kaldım 2 gece aynı yurt ortamı gibiydi. Az ders çok muhabbet. Annemin banyoda kullanıym diye bıraktığı terlikle gece 2 de masa tenisi oynamam olayın en kekosfer özetidir herhalde.

Masa tenisi çok saçma bir oyun aslında baktığın zaman. Bizim çinliler ortalama 150 cm olduğundan tenisi bir türlü becerememişler. zaten gözler de çekik topu anca fileyi geçince görüyorlar. Bakmışlar olcak gibi değil tenisi minyatürleştirelim demişler. birleştirmişler yemek masalarını araya da bir file hoop al sana tenis. Zaten tarihten de biliriz alengiri severler bu şerefsizler. Çalışmışlar uğraşmışlar bi tane de içi boş top yaratmışlar. Artık nasıl vuruyorlarsa topa sağ gösterip sola düşüyor. Nasıl bir tekel oluşturmuşlarsa bizim milli sporcular bile Çinli (bknz Resim ha şu yukardaki). Yakın da masa basketbolu da çıkarır bu ibneler benden söylemesi. Ha bizim Oktay hala öğrenemedi şu oyunu orası ayrı hehehe.

Çarşamba günü esas baba derse geçicez. Manuel Yaklaşma. Bildiğin gibi küllük aslında bizim her işimiz radarla olucak. Diyelim ki radar dar gününde yanında olmadı, o zaman iş sende bitiyor kendi kendine hallediceksin olayı. Buna da manuel diyoruz.

Manuel diyince hemen aklıma ergenliğimizin en meşhur dizisi geldi. Emmanuelle. O zamanlar hep düşünürdüm niye onca isim varken Emmanuelle? Şimdi anladım oluuum. Emmanuelle'yi izledikten sonra hep manuel takılıyor insan. Kendi kendine yetmesi gerekiyor. Sadettin Teksoy gibiyim şerefsizim bir sır kapısını daha araladım.

Beklediğim özledim kar cuma günü yağdı çok şükür. Diğer memurların şaşkın bakışları arkasında ben ve kendini bilmez 3-4 arkadaşım facebook fotografları çektik. Hadi ben İzmir'den gelmişken bizde yağan kar karıncanın bile üstünü örtmezken sizdeki bu açlık nedir arkadaşlar? Bir de memur amcam vardı ki kendi aklınca bize komutlar veriyor du şurda da çekilin bak şurası da iyi. Amcaya Erol atar yapcaktım da yaşına hürmet ettim. Ulan sanki Babil'in asma bahçelerindeydiz Allah'ın Esenboğa'sı estiği yetmiyormuş gibi bir de donduruyor bu bize hala komut veriyor. Seni bulacaaam olum. Ama resimlerimiz güzel arkadaşlarım resimlerden de güzel.

Bir haftanın daha sonuna geldik külo yayında ve yapımda emeği geçen kendime teşekkür ediyorum. Sen anca leş gibi kok bişey yapma zaten!!

17 Ocak 2010 ( Meteoroloji)


yine mi pilav? off küllük yine geldik pazaraaaa. ulen ne çabuk haftasonu oluyor. Allah'tan meteoroloji sınavı vardı da çabuk geçti haftaiçi.

Bugüne kadar meteorolojiyle hiç mi hiç işim olmadı hava durumu dışında. Hülya Uğur'dan sonra onu da bıraktım. Hani vardı ya bi hatun. "Havanız nasıl olursa olsun sizin havanız iyi olsun". Fena değildi haspam alçak basınç yüksek basınçtan bahsederdi ama benim göz basenlerdeydi. Ne zaman ki uzmanlar işi devraldı ben istifa ittim izleyicilikten.

Meteoroloji nedir yaa? ben sana söliym küllük. Aslında bunlar aman yağmur hangi ahmağı ıslatır. Karlar düşer düşer düşer ağlarım. Hiç dertlerinde değil. Amerikaya bi zamanlar bi meteor düşüyor ortalık sallanıyor yer yerinden oynuyor. Hooop açıyolar meteoroloji ofisini. Adı üstünde meteorla ilgileniyor. Baya eleman alıyolar işe iyi hoş da bu meteor da ha diyince düşmüyor ki. Ne gelen vaaaar ne giden. Bunlar bütün gün havadan sudan konuşuyolar. En sonunda bunu bilimsel hale getirip havayı suyu araştırıyolar. Ben hikayemi ortaya korum inanıp inanmamak senin elinde küllük.

Allah'tan güzel geçti de sınav, emeklerime değdi. Ama sonrasında da başımıza ingilizce sunum çıktı. Ben türkçesinden daha bişey anlamamışım havacılığın nasıl ecnebi dilde anlatıcam? Güya akıllılık edip Hazerfen'i seçtim. Hani Türk ya bi yerden kurtarırız gibilerinden, iyice dibe batmışım haberim yok. Şöyle bir örnek vermek gerekirse adam uçarken "Ya Allah" diyo gel çevir ingilizceye. "Come on God!" bullshit.

Teyzemler kuzenimin eski kitaplığını getirdiler saolsunlar. Ama burdan kendisine gerizekalı demek istiyorum. Yahu bir erkek (ergenken) neden her tarafına Bruce Lee çıkartması yapıştırır. Ne haz alır ki bundan. Bakıyorum tekrar çıkartmalara, çok komik lan arkada ejderha fonu elinde mınçıka, diğerlerinde tipik karete duruşu. İşin kötüsü cidden adı gibi çıkartma. Bi türli çıkartamadım. Nasıl bir yapıştırıcı kullanmışlarsa boyasını kaldırıyor resmen. Yarın bi gün misafirim gelse nasıl açıklıcam lan Allah'sız. Küçükken kitap kaplardım büyüdüm kitaplık kaplıcam anasını satıym. Zaten Türk erkekleri 3'e ayrılıyordu o zamanlar. Bruce Lee'ciler Van Damme'cılar ve Sibel Can'cılar. Benim hiç bu taraklarda bezim olmadı. Varsa yoksa Hakan Şükür. Ben de ayrı bi malmışım.

Hadi küllük bugünün de sonuna geldik yeşil başlı gövel yatağım bana göz kırpıyor. İhmal etmiyim keratayı. Hadi görüşürüüüüüzz

10 Ocak 2010 (haftasonu özet)


senin isin de zor be küllük sigaraya bir zam geliyor bir indirim kah nese hakım sende kah huzun. ben gibisin vesselam.

bir haftasonunun daha sonuna geldik. Allahtan güzel geçti günlerim de pazartesi sendromum minimumda. Cuma akşamından başladı bende hareketlilik. Soul Kitchen'e gittim. Güzel izlenilebiir bir film. Kimisi için komedidir belki kimisi için dram ama benim için kesinlikle romantik bir filmdi. Ama başrol oyuncusu kesinlikle Teoman arkadaş. Ya ikiz kardeşi ya da o. Bunun başka bir açıklaması olamaz. Her an oo papatya dicek diye bekledim. Issız Adam'daki gibi bizim saftirik kızların ağzının suyunu akıtacak bir done kullanılmış. Yemek yapan adam. Lan olum inanmayın böyle şeylere bunlar anca filmde olur. Ha ben yapmasına yaparım da yemeyenin? Erkek dediğin yemek yer. İlla da yardım edecekse çorba morba karıştırır. Erkek toplayıcıdır. Ay başına yakın toplamaya başlar. Kira, kombi, elektrik, su, çocuğun masrafları... Alt alta koyar bunları toplar.

Cumartesi günü de yine dans vardı. Gittikçe ısınıyorum bu işe ama gel gelelim dans bana ısınmıyor bir türlü. Zaten dakika bir gol bir. Oktay'ın 40 yaşındaki partneri güzünü diknişti yine kardeşime. Çocuk benden yardım istiyor. Neyse bulduk ona toparlak ama hiç olmazsa genç bir partner. Benim partnerim aynıydı yine ama resmen çirkin ördek yavrusu kuğu olmuş. ben de cool'dum yüz vermedim. Bireysel dansta kendime bir baktım ki aynadan altım salsa yapıor ama üstüm hala zeybek. Altı yanıp üstü çiğ kalan börek gibi. Olucak olucak gayretliyim.

Hadi napalım napalım her zaman ki gibi Golden'a gitmeye karar verdik. Muhabbet gırlaydı yeni bir yüz de vardı aramızda kendisini daha sık görmek istiyoruz. How ı met your mothers'daki 'Mac Laren's' gibi orası bizim için bir de yüzsüzlük yapıp içtiğimizden daha çok popcorn istemesek onlar içinde iyi olucak. Beleş diye iyice cılkını çıkarttık işin.

Sevgili kız arkadaşlarıma duyuru. Canlarım benim yeni aldığım takımım sırasında sarf ettiğiniz çok şıksın, haftanın şıkısın tarzı sözleri, yemeyip yutmayıp anneme söyledim. Uçan Kuş'lardan Televole'lerden gelen bir zihniyet kendisi. Nasıl mutlu olduğunu anlatamam. Ama şöyle bir sorun var. Artık eve her geldiğimde merhaba dedikten sonra ee bugün seçtiler mi yine seni diye soruyor. Hayır cevabı verince de bildiğin üzülüyor anneciğim. Ne hakkınız var ha ne hakkınız var? Yalan da söyleyemiyorum. Benden önce kalkıp takım gömlek kravat kombinasyonu ayarlıyor. Bundan sonra hepiniz bana en şık sen olmuşsun diceksiniz bozuşuruz haa!

Ayarı verdikten sonra saatimi 7'ye ayarlayıp ben yatıyorum küllük. Hadin iyi geceler!

1 Ocak 2010 ( Yeni Yıl)


jingle bells,jingle bells,jingle all the way! bakma öle gerizekalı gibi küllük. Yeni yıla girmişken Vardar Ovası'nı mı söyleseydim sana. Bu arada hükümet sana kıyak geçti Zamına koydu sigaranın. Vücüdundaki deliklerin sayısı gün geçtikçe azalıcak.

Dün gece felekten bir gece çaldık be küllük. Ama feleğin polisi arayıp bizi ihbar etmesi tadımızı kaçırdı. Ulan o kadar gecen var bi tanesini alsak nolucak şerefsiz! İş tatlıya bağlandı sonunda. Bu arada dün geceyi benimle geçiren bütün arkadaşlarıma huzurunda teşekkürü borç bilirim. Ama teşekkürlerin büyüğü dans partnerim Gökçe'ye gitsin. Benim gibi odundan Tan Sağtürk'ü çıkarttığı için.

Sınırsız içki konusunda çok büyük cinlik yapmıştı işletmeci. İçki sınırsızdı ama garson sınırlıydı. Hatta yazı ve sayıyla Bir (1) garson vardı. Kızcağıza siparişi verdikten sonra 3 Serdar Ortaç 2 Bengü 1 Athena şarkısı çaldı. Ki Serdar Ortaç'ın nerden baksan tanesi 10 dakika.

Gecenin ilerleyen saatlerinde Latin havası yerini Fransız havasına çevirdi. Sağım solum önüm arkam öpüşmeyen sobe! French Kiss konusunda çeşitli hipotezlerim var. Ama en gerçekçisi şu:

Şimdi sen birisini öpmeden önce bi ne var ne yok bilmek istersin. Dilin de kemiği yok arkadaş. Diyor ki lan bi yoklıym bakayım -Hay ağzından öpeyim dedik ama ne var ne yok. Dolgusu var mı, mantarı var mı Aft falan var mı? Ha burda malesef vucudun kurumları arasında birbirine itimatsızlık var. Dil bir türlü göze inanmıyor ve kendi işini kendisi görmek istiyor. Bu da ilk Fransa'da ortaya çıkıyor. İnanmassan inanma lan!

Esra beni büyük bir şaşkınlığa uğratarak 2010 yılında aramızdan ayrıldı. Kızmaz o bana küllük merak etme sever Nektar'ını. 2009 da bizi Berk eden arkadaştan bahsetmek bile istemiyorum. 21 00 da gelip insan 22 de gider mi a.q?

Bir de çekiliş yapcaz da yapcaz diye o kadar reklamını yaptılar. 3 tane hediye ha diyene kadar bitti. Benim numaram 42 ydi bana en yakın çıkan numara ise 62. Amorti çıktığı için verdiğim 60 ytlnin geri ödenmesine dair itirazlarım ise yüksek bodyguard kurulu tarafından nazikçe reddedildi!!

Saat 02 gibi yorulduğumdan ötürü girdiğim dinlenme odası da dillenme odası haline gelmişti. Fransız emperyalizmi bütün odaları tek tek ele geçiriyordu. Artık gitme zamanı gelmişti.

Pazarlıklı Taksi hareketiyle Aydınlıkevlerin karanlık sokaklarına attım kendimi. 2010'a güzel girdim, devamı da böle gelir umarım.