KELIME OYUNLARI ...... KEL iME KOYUNLARI....KELİMELİ UNLU MAMÜLLERİ..........K.ELİME OY OY OY UMA THURMAN LARI...

küllük (31 Ekim 2009) Sosyalist

Lan küllük sen de üşüyomusun benim kadar? Şanslısın sen, her bir sigara söndürülüşü ısıtıyor bedenini. Ya ben napıym? Koskoca yatakta bir başıma cenin pozisyonunda yatmaktan sosyalist oldum. O Lenin'di galiba yanlış çağrışım.

Eskiden de böle ilkokul dergileri vardı ve onların gerizekalı dergi sonu testleri. Hoca yapardı o testleri daha sonra cevap anahtarını delip, manuel optik okuyucu olurdu. Bazen yanlış şıkkı deldiğinden herkesin 5-10 puanı güme giderdi. Bazı hocaların optik problemleri olduğundan okur-yazar olması bi işe yaramaz, bu işi öğrencilerine yaptırırdı. Hayatımın ilk vicdan muhakemesi o yıllarda ortaya çıkmıştı. Vicdan özgürlüğümü daha ilan etmediğimden salak gibi hep dürüst davrandım.

4 çeşit test olurdu. Fen Bilgisi( en çok çakozladığım), Sosyal Bilgiler( Ağlatırım), Türkçe ( Yazıyorum ama konuşamıyorum Türkçesi), Matematik ( Pisagordan hallice).
Sosyalist kelimesi daha yeni yeni kulağıma çalınıyodu ve her sosyal testinden full çıkardığımda iyi bir sosyalist olucağımı düşünürdüm. Ha şuanda başkentte yaşadığımdan kapitalistin kralıyım o ayrı.

Bugün 25 yıldan sonra ilk defa yaşadığım kendi evimde bekar hayatı 2 günlük uzun bir süreden sonra anne baba teşrifiyle son buldu. Ankara yazmamdaki en büyük sebeplerden olan hayatımı yaşama ilkesi, babamın şu sözüyle tarihin tozlu sayfalarındaki yerini aldı.

-Baba yarın bi çanak alalım hazır siz burdayken Tv kötü gösteriyor.
- Acele etme olum daha 1 yıl burdayız.

Bu lafı diceğine beni çekip vursaydın daha iyiydi be baba. Kafamdaki bütün hayaller kıçımda patladı. Ama eve geldiğimde sıcacık bir yuva ve annemin yemekleri ise paha biçilemez. Hayatımı yaşama ilkesi modifiye olunca Züğürt Tesellisi oluyoruş bunu anladık.

Bugün de çok konuştum be küllük. Yarın yine aylardan Kasım. Seni yazalı tam bir yıl olucak!

küllük (29 Ekim 2009) Bayram

Selam küllük yine başbaşayız. Öncelikle bayramların en muhteşemi cumhuriyet bayramın kutlu olsun. Bayramların en sevdiğim yanı tatil olmalarıdır. Herkes dört gözle dini olsun milli olsun bayramların gelişini dört gözle bekler.

Yeni yıl takvimlerinde ilk bakılan her zaman bayram günleridir. Yuvarlak içine alınır bitmeye yüz tutmuş tükenmez kalemle. Çeşitli tahminler yapılır takvim üstünde basık memur ofislerinde. Bunların en olmazsa olmazı, bayramların haftasonuyla birleştirilmesi ihtimalidir. Bayram pazartesi bitse bile memur da bir umut vardır. Sanki iş olduğu zaman çok çalışıyor da bir de tatil istiyor.

Bugün o güzel bayramlardan en güzeliydi. Perşembe olmasından dolayı bir umut birleşirmi diye baktık haber bültenlerine. Ama şunu fark ettik ki 9 gün tatil yapmak için dini bayram içinde bulunmak gerekiyormuş. 30 gün oruç tutarsan hangi gün olursa olsun 9 gün tatil helal olsun. Ataların yokluk içinde yeni bir ülke kursunlar. İki Türk Yıldızlarını uçur ertesi gün iş.

Bugünün en güzel sahnesi kesinlikle İstanbul'daki Havai Fişek gösterisiydi. Dünyanın gezmek için en güzel yaşamak içinse gereksiz şehri İstanbul parlakken ayrı bir güzel. Havai Fişek denemeleri ilk kez Hawai adalarında denenmiş. İsmi ordan geliyormuş. Denenme amacı ise uçaklara yol göstermekmiş.

Blogu okuyan iki elin parmaklarını geçmeyen okuyucu arkadaşlar. Yukardaki şeye inandıysanız bu blogu bi daha okumayın. Küllük senin inanmıycağını biliyorum senin kafan çalışır çünkü benim dostumsum. Hadi görüşürüz adamımmmm

küllük (26 Ekim 2009) Derbi


offf sinirliyim küllük üstünde sigara söndüresim var. Gerçi senin doğana çok aykırı değil bu durum, işkenceye girmez. Dün gece yine binbir katakulliyle Fener-Cimbom maçını izledim. İçimde kala kala umut kırıntıları kalmıştı daha önceki 9 maç yüzünden. Yok arkadaş olmayınca olmuyor. Bu adamlara şansımız tutmuyor yahu. Kıçlarına çarpıyo başlarına çarpıyo o top o lanet olası top bizim ağlarla buluşuyor.

Karadenizdeki balıkçılar bizim ağlardan çıkan toptan daha az balık çıkarmışlardır ağlarından. Uyy uşağum kadıköy bu sene sağlam gol yaptı.

Derbilerde ki en kötü durumlardan birisi de futbol bilgisi fakiri kızların, nasıl koyduk ama demeleridir.

-Nooldu Yekta nasıl yendik ama?
-Fenerlimiydin sen?
-Eeee ne sandın kanım sarı-lacivert akar
-Fenerin kalesinde kim var?
-Rüştü

Futbol Rüşt'ünü ispatlayamamış bu gençler, eksinin altındaki futbol bilgisine sahip olsalar bile sinir bozmaya yeterler. Sinek küçüktür ama mide bulandırır hesabı.

Haa ister 6 yiyelim ister 10 içimizdeki cimbom sevgisi tabiki bitmez. Fenerlilerin hayattaki tek başarısı bizi yenmekken bizim gözümüz avrupada. Vizyon meselesi. Hayatındaki en büyük Avrupa başarısı vapurla karşıya geçip Galatasaray'ı yenmek olan bir takımla daha fazla muhattap olmak istemiyorum küllük.

Tavukgillerden Yekta'nın yine uykusu geldi. Bu memurluğun memnun etmeyen tek yanı saat 11 dedinmi üst dudakla alt dudak arasındaki mesafenin gitgide açılması. Esneme katsayısı saat ilerledikçe artıyor. Ha birde sakal traşı olmak unutulmuşsa seyreyle Çin işkencesini. Gözler küçük ağız her 2 dakkada bir esniyor. Chun Li'den bir farkın yok tip olarak ama cildini kesmeden kıllardan kurtulman lazım. Çok kıl bir durum cidden.

Neyse küllük bu kadar lafını etmişken traş olup yatmak farz oldu artık. Sende uyu artık küllerinden doğ yarın sabah. Byeeee

küllük (19 Ekim 2009) Soyadı

Bugün de iş namına işlevsiz fakat muhabbet olarak muhteşem bir gündü küllük. Çekirge sürüsü bizle baş edemeyen baş müdür çareyi bizi simülatör binasına sürmekte buldu. Tabiki bu sürgün çözümu çok uzun sürmedi.

Başta ETİ Form olmak üzere bütün formlardan nefret eden ben yine bir form doldurdum. Bir kez daha iki isimli olmamdan hicap duydum. Bitmiyor arkadaş bitmiyor. Yazıyorum yazıyorum bitmiyor. Ha şöyle bir şansım var tek isimli olup soyadım Koçhisarlıoğlu da olabilirdi. Benim kuşağım bilir. Bir zamanlar bir spiker vardı.

Kaan Yakuphanoğullarından

Hani şu kafasına dekor düşüp bozuntuya vermicem diye fiyakayı bozan arkadaş. Hep acımışımdır ona. Bu çocuk neden spiker oldu mühendis olamadı biliyomusun? Soyadından!!

ÖSS biterken daha yeni bitirmişti soyadını kodlamayı. Bir insanın ismi 4 harfken isim soyadı toplamı 24 harf olurmu yahu? İlginçtir soyadları. Adı üstünde soyumuzdan gelir anlatır mesaj verir. Soyadı Satılmış olan arkadaşım vardı yaa. Neyin mesajı lan bu? Bir de kızlarda oğlu ile biten soyadlarına üzülürüm ama ne kadar böle tanıdığım arkadaşım varsa hepsi de çok şekerdir orası ayrı.

Bi de servise doğru ilerliyordum ki birisi bu işin vardiyalı olduğundan bahsetti. O an aklıma sadece vardiya kelimesinin nasıl ortaya çıktığı geldi. Osmanlılar zamanında Ege yöresinde Rum ağzı kullanılırmış. İşçiler ise rutin olarak hergün işe gelmez, bir gelen çok uzun süre işte kalırmış. Daha sonra 2-3 gün tatile çıkarmış. O yüzden de kimse kimseyi tanımazmış.

- Yaa hani şu sarışın kız vardı ya?
-Esra mı?
-Yok yok siyah giyinmişti hani
-Haaa Tuğba mı?
-Hah işte o. Baron'dan ayrılmış

İşte her dedikodu da illa "Vardı ya" kelimesi geçtiğinden ve rum ağzıyla bu da "Var di ya" haline geldiğinden günümüze kadar ulaşmıştır bu kelime.

Şahsen ben de inanmadım küllük ama ben bilimin yalancısıyım. Haydi bugünlük te bu kadar dumansız hava sahası dileklerimleee

Küllük (17 Ekim) LCD


Lan küllük amma ballısın artık yeni bir evin var. Hem de taşı toprağı Altınpark'ın hemencecik karşısında. Bugün hem ev sahibim hem de müdürümle tokalaştık ve kendimi 1 yıllığına Türk-İş bloklu yapan sözleşmeye imzamı attım. Hemen akabinde arkasında Hüsnü yazan 35 numaralı formamı giyip basın mensuplarına pozlar verdim.

-Ben doğuştan Türk-İş'liyim
- i can speak Turkish
- Burayı seçmemin sebebi aydınlıkevlerin coşkulu seyircisidir.

Bunlar da basın için hazırladığım sürmanşet cümleleriydi.

İmzadan sonra evi doldurmak için derin doldurucu arayışlarına girdik. Bunun için önemli iki mağazadan birincisi Metroyken diğeri ise Real Madrid'in Türkiye şubesi Real Ankara'ydı.

Öncelikle hemi izlerim hemi de çeyizime kalır diyerekten, LCD televizyon arayışlarına giriştim şunu farkettim ki LCD'yle gerdeğe girilmezmiş. (bora esprini kullandım hakkını helal et bro) Fiyatlar pahalı olduğu kadar görmek istemediğiniz bir çok detayı da yakalayabiliyorsunuz.

Örneğin Full HD televizyon alıp Galatasaray maçı izlediğinizi düşünelim. Rakip takımın atağı Servet tarafından kesilmiş ve top auta gitmiştir. Kameralar hemen Servet'e zoomlanır ve Karain mağarası gibi burun deliklerinden Niagara şelalesi gibi mukus çıkar. Bu da benim makus talihim olur.

Ha bir de LCD televizyon delikanlı adamı bozar arkadaş. Ne o öyle incecik kağıt helva gibi televizyon mu olur? Erkek adamın erkek televizyonu olur. Ha parmak arası terlik giymişsin ha LCD Tv almışsın aynı hesap. Ben üzerine dantel koyamadığım televizyona televizyon demem arkadaş!! Ağır olucak oturaklı olucak bi yerden bi yere kolay götüremiceksin. Bir sürü marka alternatifin olucak SONY'den tut YU-MA-TU ya kadar.

O yüzden LCD TV out LPG TV in

Bugün de başka bi nane olmadı küllük. Alınması düşünülen ama alınmamıza sebep olan LCD Televizyon hadisesi başka bir bahara kaldı. Hadi kal sağlıcakla

küllük (16 Ekim 2009) RÜYA



Bugün ilk işimin ilk haftası sona erdi küllük. Gergin geçen bir gündü. Radar odasında bulduğumuz bilgisayarda Street Fighter oynadık. Ken ile destanlar yazariKEN Dhalsim'in uzaktan şutlarla dalmasına engel olamadım. Gerçekten gergindi...

Ha bu arada radar odası için güzel bir şarkı besteledim. Vardar Ovası melodisiyle gelsin. Radar Odasıııııııııı radar oda sııııııı. 10 Kasım'ın kadrolu şarkılarındandır Vardar Ovası. Atatürk'ün sevdiği şarkılar playlist...

Ha birde sabah kalktığımda yüzümde salak bi gülümseme vardı. Çok ilginç bir rüya gördüm. Rüyamda ben, Demi Moore, Drew Barrymore ve Winnie the Pooh takılıyoduk. Hatta bizim iş yerindeydik. Demiyle taş makas kağıt oynuyoduk, habire yeniyodu beni ve her elime vurduğunda Osmanlı Tokadı yiyordum sanki. Essahlı kadınmış vesselam. Sonra Drew geldi hadi oynayalım dedi daha DEMİn oynadım dedim. Bu kelime esprilerinden 10 yıl rahat yatarım kodeste. Drew de kafa kız haa. Bakmayın öle havasına falan yaptığım esprilerin hakkını veriyordu. Winnie sandığınız gibi değil baştan söliym öle bal falan sevmez hatta kafasında taç vardı yaa. Ama çocukluğumdaki Winnie kadar tatlı, o da hoş sohbet birisi.

Fonda da bizim elemanlar falan var. Tam sohbet gırla gidiyordu ki , ananemin Yekta kalk artık demesiyle gerçek dünyaya döndüm. Baktım kıçım açıkta kalmış. Salak bir gülümsedim ve ayağa kalktım.

İşte böle küllük bugün geç yatıcam seni aradan çıkarıym dedim. Kendine iyi baaaak

küllük (14 Ekim 2009) GÜN


Tekrardan merhaba sevgili küllük. Bugün yeni işim de 4. günümü geride bıraktım. İş bakımından 4. fakat gün bakımından ilk GÜN'ümdü. Şöyle ki 2 Kasım'daki kursa kadar biz başıboş koyunlar gibi dolaşıyoruz. Arada bi çoban geliyo toplanın len şuraya diyor, başlıyor kendisi için büyük ama insanlık için küçük anılarını anlatmaya.

-Birgün herşey güzel giderken bi baktım radara iki uçak kafa kafaya giricek. Hemen talimat verdim zor kurtardık valahi.

-Birgün pilotun teki bana artislik yaptı indirdim façasını aşşaaa

Öncelikle anı olması için çarpıcı birşey olması lazım. Uçak çarpmamış etmemiş yerim ben öle anıyı. Ha ikinci anımıza gelince pilota artisliğini yaptığın sırada o otomatik pilota takmış hostesi götürüyor nabeeer!

GÜN olayına gelince, yemekler berbat anılardan bıkmışız. Bişeyler yapmamız gerekiyordu. Bayan arkadaşlarımız evden bişiler yapıp getirdi ve Esenboğayı Oturan boğaya çevirdik.

Ne ilginç bir kelime "GÜN". Tarihimizde gün kavramını kocaları Hakkın rahmetine kavuşmuş Türk Teyzeleri ortaya çıkarmıştır. Genellikle yaz saati uygulamasından yararlanan bu teyzeler, günün uzunluğundan yararlanır, akşama doğru ise okulundan kafa bi dünya şeklinde çıkan üniversite öğrencilerinin korkulu rüyası olurlar. Otobüste uyuma numarası yapıcam diye boynum kireçlendi yahu!

Herhafta birinde toplanılır, tuzlu tatlı bır cok cesıt mideye goturulur. Bazı günlerde ise gerdan bile kırılır. Gerdan kırmak nedir yaa.

-Ayy Birsen çok yeme kız gerdanın çıkmış
-Aşkolsun Halime gerdanım kırıldı.

Oyy oyy oyy çok kötüydü devam edelim...Gün zamanlarında evsahibesinin evindeki maskülen tipler herhangi bir yere sürgüne gönderilir. İtiraz halinde evin sessiz insanı anneler bile pençelerini çıkarır. O dönemin popüler değer ölçüsü ne ise herkes tarafından evsahibesine verilir. Genelde bu Altın olur. Asıl olay sadece 5-10 dakika sürerken yan olaylara bütün gün harcanılır. Ha bu durumda sürgündeki erkekler vatan hasreti çekerken, toprak altındakilerin sızlayan kemiklerinin üstünden kaaaaç GÜN geçmiştir...

Oooooo yarın iş var küllük. Yarın yine hangi boş gezenin kalfası olsam....

küllük (06 Ekim 2009)


Eveeeeet sevgili küllük. Dumansız hava sahasından sonra seni baya ilgisiz bırakmıştım kusura bakma. Artık ben de hava sahasına geçtim. Şöyle bir düşündüm, ulan hava sahasında ben varken mi daha tehlikeli yoksa duman varken mi? Bu sorudan sonra sana dönmeye karar verdim.

Öncelikle işimi sana kısaca anlatıym. Modern değnekçilik. Bizim eli sopalı amcalardan pek farkımız yok. Tek fark onlar vergi vermiyolar biz veriyoruz. Ha bi de pilotlara bak arkadaşım uçağın çizilebilir demiyoruz. Ama onun dışında konsept olarak aynı.

Maalesef perşembe sabahı ayrılıyorum güzel İzmir'den küllük. Korkma lan seni de götürcem. Nereye gitçeğimi hiç sorma. Adı üstünde En kara şehir. Yazları gri kışları siyah olur mu bi şehrin?

Dünyadaki başkentleri düşünüyorum da herhalde Ankara kadar düz bi başkent yoktur. İlk aklıma gelenler Paris, Roma, Londra falan filan. Yok arkadaş yok. Türkiye gibi G-20 de yer alan bir ülkenin başkentinde tek görülecek yer bir mezar olmamalı. Bi de dünya da uzunluğu ilk 100'e bile girmicek bir kule. Evet doğru bildin Anıtkabir ve Atakule'den bahsediyorum.

Bugün baktım Alsancağıma vapurdan ışıl ışıl cıvıl cıvıl. Karşı yakası cennetim. Ankara'ya gidicem ama İzmir kalbimde bir izdir. Neyse çok duygusala bağlamayalım küllük konsepte ters.

Hadi artık ayrılmıcam senden korkma. Kendine iyi baaak