Küresel ısınmaya karşı çevre için yeni açılımlar ve yeni yükler getiren Kyoto Protokolü’ne Türkiye de taraf oldu.
Türkiye’nin Kyoto Protokolü’ne katılmasının uygun bulunduğuna ilişkin kanun tasarısı, dün TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. 3’e karşı 243 oyla kabul edilen yasanın oylamasında 6 milletvekili çekimser kaldı.
Haberi okuyan herkes çok sevinmiştir kesin. Türkiye, Kyoto protokolü'ne imza attı. Hani başında Capon ismi var ve bu adamlar naparlarsa güzel yaparlar diye ( Ulen teknolojin var, malın var mülkün var ama dünyayı yayvan görüyosun onu napçan?). Gerçekten de Küresel Isınmayı önlemek için çok büyük bir adım ama bir ülke başbakanı kışın yakılması için bedava kalitesiz kömür dağıtıp daha sonra da tabii ki yakacaksınız helal olsun derse, inandırıcılık sıfırın altındadır. Ulan ciddi yazıyom şaka maka tarzdan çıkmayalım.
Kyoto protokolü bana hep brokoliyi çağrıştırıyo. Zaten kendisi de küçük ağaçlara benziyen bir bitki hele bi de önünde japon ismi varsa yeme de yanında yat -Bir sürü deyimimiz var ama bu herhalde en gerzekçesi o yüzden kendisine bidaha deyinmicem-. Haberin tamamını almadım telif hakkı ödememek için. 75 milyona hitap eden bir blog olduğu için kendilerine rakip görebilirler. Şöyle bir inceledim sera gazlarını minimuma indiriyolarmış.
Arkadaş sera gazı zararlıysa, benim kışın yediğim domates sera domatesi değil mi? lan bu koskoca Ozon tabakasını deliyorsa, bizim Ozan'ın midesini hayli hayli deler. Çocuk genç yaşta ondan ülser oldu demek ki.
Haber de ilgimi çeken birbaşka nokta ise 6 milletvekilinin çekimser kalması. Bence kendilerini Japon medyasına sempatik göstermek için, ulan gözlerimiz çekik değil ama en azından tepkimiz çekimser olgusunu yaratmaya çalıştılar. Aksi halde bir milletvekili bu anlaşmaya nasıl çekimser kalır?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder